Fabrikalarda zaman zaman türlü haksızlıklara uğrayan çimento, tuğla, toprak, porselen ve cam sanayi işçileri, aldıkları ücretle ay sonunu getirememekten dertli. İş kazalarından da yakınan işçiler, “Büyük kısmımız tehlikeli işkollarında çalışıyor ama asgari ücret veya biraz üzerinde alıyor” diyor. Sendikaların sözleşme hazırlarken işçilerin talep ettikleri ücret ve hakların daha altında koşullara razı olduğundan da şikayet eden işçiler, “Ortaya çok tehlikeli işler sınıfında olup yoksulluk sınırında çalışan işçiler çıkıyor” diye ekliyor.
GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL
Sektörde çalışan yaklaşık 190 bin işçinin 37 bininin sendikalı olduğunu belirten Cam Keramik İşçileri Sendikası Başkanı Birol Sarıkaş, “Ülkedeki bütün işçilerin içinde sendikalılaşma oranı yüzde 14 iken, bu oran sektörümüzde yüzde 19.5. Yine ülke genelinde toplu sözleşmeden faydalanma oranı yüzde 7’lerde iken, bu durum bizim işkolu alanımızda yüzde 17.5. Bu istatistiksel verilere bakarak durumun sektörde çalışan işçiler açısından oldukça iyi olduğu düşünülebilir ama aslında hiç de göründüğü gibi değil” dedi.
SENDİKAL SIKINTILAR VAR
Sektörde sendikalılaşma ve toplu sözleşme oranı bu denli yüksekken, maaşlar ve sosyal hakların ülke ortalamasından yüksek olmadığını dile getiren Sarıkaş, “Asgari ücret civarında ya da az üstünde yani yoksulluk sınırının oldukça altında ücretlerle çalışan işçilerin memmun olması beklenemez” diye ekledi. Sarıkaş, yasalardaki maddeler yüzünden tekel olmuş sendikaların işçilerin hakları üzerinden saltanat sürdüklerini de söyledi.
KAYITDIŞILIK SORUNU
Sektördeki kayıtdışılık sorununa değinen Birol Sarıkaş, “Tüm ülke genelinde yaygın olarak görülmeye başladığı gibi sektörümüzde de özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde Suriyeli ve diğer göçmenler sigortasız, kuralsız ve kayıtdışı çalıştırılıyor. Bunun yanı sıra büyük işletmeler, İşkur üzerinden veya ‘işçi simsarları’ diye de bilinen taşeron sistemi üzerinden aldıkları işçileri kadrolu işçilerden daha düşük statülerde çalıştırıyor” diye konuştu.
MESLEK HASTALIKLARI OLUYOR
Kayıtdışı çalışmaların sektörde iş kazalarını ve beraberinde ölümleri de getirdiğini vurgulayan Sarıkaş, “Özellikle tozlu ortam sektördeki her işyerinde çok ciddi bir sorun. İşverenler bu konuda göstermelik tedbirlerle yükümlülükten kaçındığı için işçilerde özellikle akciğerle ilgili önemli rahatsızlıklar ortaya çıkıyor ve bu rahatsızlıklar da meslek hastalığı olarak kabul görmüyor” dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ OLMAZSA OLMAZ
İşçiler öncelikle kendileri ve aileleri için daha iyi bir yaşam istiyor’ diyen Birol Sarıkaş, işçilerin taleplerini şöyle sıraladı:
“Bunu gerçekleştirmek için de daha iyi bir ücret başta olmak üzere daha iyi çalışma koşulları, iş güvencesi ve örgütlenme hakkı, taleplerinde ilk sırayı alıyor. Tabii ki çalışma koşullarında işçi sağlığı ve iş güvenliği olmazsa olmazları. Pandemi döneminde sanki korona işçilere bulaşmazmış gibi çalışmak zorunda bırakılan işçiler, pandeminin de bir an önce son bulmasını diliyor.”
İŞVERENLER GÖSTERMELİK ÇÖZÜM SUNUYOR
Sektörde çalışan işçilerin başta geçim sorunları olmak üzere mobbinge (psikolojik şiddet) maruz kalma, uzun çalışma süreleri ve iş güvencesizliği gibi genel sorunları olduğunu dile getiren Birol Sarıkaş, şunları söyledi:
“Bunların dışında, sektöre özel işçi sağlığı ve işçi güvenliği sorunları da yaşanıyor. Çok tehlikeli işler sınıfında yer alan işkolunda işverenler göstermelik önlemlerle (çalıştırılmayan havalandırma sistemleri) çok tehlikeli işler sınıfından bir alt sınıfa inebiliyor. Böylece birçok yükümlülükten kurtulmuş oluyorlar.”