* Fehmi Koru
Çoğu insan uzaya giden Alper Gezeravcı’nın ilk Türk astronotu olduğunu sanıyor; ama ben gerçeğin farklı olduğunu biliyorum: İlk Türk astronotunun adı Niyazi’ydi…
Astronot Niyazi…
Metin Akpınar-Zeki Alasya’nın da kadrosunda bulunduğu, Haldun Taner’in kaleme alacağı oyunları sergilemek üzere 1967 yılında kurulmuş Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunlarından birinin adıydı ‘Astronot Niyazi’…
Niyazi rolünü, o sıralar tiyatroda henüz kendini göstermeye başlamış olan sonranın ünlüsü Kemal Sunal üstlenmişti.
ABD’de aya seyahat hazırlıklarının hızlandığı bir dönemde, o gelişmeye bizden bir cevap teşkil ediyordu oyun…
Türkiye’den aya gönderilecek roketi, oyunda, Dolapdere’de Kevork Usta imal etmekteydi.
Neil Armstrong ve arkadaşlarının Apollo 11 uzay aracıyla aya inmelerini bütün dünyayla birlikte bizler de izlemiştik (20 Temmuz 1969).
Armstrong aya ayak bastığında, dünyaya, “Bu, bir insan için küçük fakat insanlık için büyük bir adım” mesajını göndermişti.
Uzaya fırlatılan aracın mürettebatından bazı isimler, aydan getirdikleri simgesel değeri bulunduğu muhakkak bazı maddeleri, dünyanın çeşitli ülkelerine taşırken, Türkiye’ye de uğramışlardı.
Galiba en sıcak karşılamalardan birini burada yaşamıştı ekip…
Dünyanın çeşitli bölgelerinde ABD’nin aya seyahati gerçekleştirdiği iddiasının bir aldatmaca olduğuna inananlar çıkmıştı; hala öyle düşünenler az değil. Buna karşılık, özellikle ülkemizin İslam alimleri, Kur’an-ı Kerim’in Rahman suresinin iki ayetinden hareketle (ayet 33-34), uzaya çıkışın pekala mümkün olabileceğini hatırlatmışlardı.
Şu ayetler:
﴾33﴿ Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin sınırlarını aşıp öteye geçebilirseniz haydi geçin! Ama (tarafımızdan verilmiş) bir güç olmadıkça geçemezsiniz.
﴾34﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
Hatta, sözünü ettiğim o dünya turu sırasında yolu Kahire’ye düşen Neil Armstrong’un, kaldığı otelde, sabahın erken saatinde uyandığında, minarelerden kaldığı odaya ulaşan ezan sesini işitince, “Ben bu ilahi sesi ayda bulunduğum sırada da duymuştum” deyip Müslüman olduğu da geniş bir yaygınlığa kavuşmuş, bu iddiaya inananlar da olmuştu.
Astronot Niyazi ile başlayan bu yazımı, dün fırlatılan SpaceX firmasına ait uzay aracının içerisinde bir İsveçli ve bir de İtalyan yolcuyla paylaşan Türk astronot Alper Gezeravcı’dan esinlendiğim herhalde anlaşılmıştır.
Tiyatroda attığım kahkahalar şimdilerde bile hatırımda olduğu için, bu ciddi girişimi medyadan yakın takibime almam doğal.
Bizim gibi 1960’larda uzaya yolculuk beklentisi ilk ortaya atıldığında konuya ilgi duymaya başlamış olmayan gençler, Elon Musk adlı Amerikalı girişimcinin sahibi olduğu firma tarafından atılan araçla çıkılan seyahatin öneminin de farkında olamıyor.
Zaten bu sebeple olacak, bir günlük gecikmeyi, seyahat yolcularından birinin bilet parasının ödenmemesine bağlamakta fazla zorlanılmadı.
O vesileyle öğrendim. Uzay aracında yolculuğun bedeli 55 milyon dolarmış…
Hiç kuşkusuz yüklü bir bilet ücreti…
Son bir-iki yıl içerisinde, buralardan gelip geçerken, ülkemize de uğramış ve devlet yöneticileriyle yakından tanışmış olan Musk’ın, bizim astronotın biletine indirim uygulamış olması bile mümkün…
Kendisiyle iyi bir pazarlık yapılmış olabilir.
Yoksa 55 milyon dolar böyle bir macera için bayağı fazla…
Uzaya yolculuğun seçim yatırımı amaçlı bir seyahat olduğunu iddia edenler de var; eğer öyleyse, 1960’lı yılların heyecanını yaşamamış olan nesiller bakımından olayın ters tepmesi bile mümkün…
Yoksa bu seyahatin aklını da İstanbul seçimi kampanyasına yardımcı olanlar mı verdi?
Mümkündür.
* Bu yazı fehmikoru.com sitesinden alınmıştır…